
Bil’s sohbetler serisinin 19. Bölümünde Mustafa Boğa ile sohbet etme fırsatı bulduk. İşlerindeki çalışma pratiğinden, işlediği öğelerden ve Bil’s iş birliğimizden bahsettik.
Fotoğraflar: Elif Kahveci (@elifkahveci)
1. Selamlar Mustafa! Bize önce kendinden bahseder misin? Nasıl bir eğitim aldın, nerede yaşıyorsun?
Merhaba, ben Adana doğumluyum. Tüm çocukluğum ve lise eğitimim Adana’da geçti. 2000 yılında Harran Üniversitesi Radyo-TV Yayımcılığı Bölümünü kazanmamla birlikte Adana dışındaki ilk serüvenim başladı. Burada iki yıl okuduktan sonra yeniden üniversite sınavına girdim ve 2003 yılında İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Bölümünü kazandım.
İstanbul’da okurken İngilizce öğrenmek için aupair (bakıcı) olarak İngiltere’ye gitmeye karar verdim ve 2006 yılında okula ara vererek Londra’ya taşındım. Orada geçirdiğim iki yıl boyunca hem İngilizce öğrendim, hem farklı bir kültürü tanıdım, hem de gelecekte neler yapabileceğime dair araştırmalar yaptım. Vizem sona erdiğinde İstanbul’a geri döndüm ve 2009 yılında yarıda bıraktığım Gazetecilik Bölümü’ndeki eğitimimi tamamladım.
Aynı yıl Londra’daki Greenwich Üniversitesi’ne Sinematografi ve Post-Produksiyon alanında yüksek lisans yapmak için başvurdum ve kabul edildim. Yüksek lisansımı tamamladıktan sonra da İngiltere’de yaşamaya devam ettim ve film prodüksiyon şirketlerinde çalışmaya başladım. Başta belgeseller ve kısa filmler yapmaya odaklanmıştım, ancak zaman içinde ilgi alanımın daha çok görsel sanatlar olduğunu fark ettim. Bu nedenle, bir kaç sanat okuluna başvurdum ve Central Saint Martins’e kabul edildim ve 2014 yılında Güzel Sanatlar Bölümü’nde yüksek lisans yapmaya başladım. Okulumu 2016 yılında bir ödülle bitirdim ve bir proje için Çin’e gittim. Bu projeden sonra sanatla daha yakından ilgilenmeye başladım ve yaratıcı çalışmalarımı bu yönde geliştirdim.



2. İşlerinde genelde sana özgü figürler ve manzaralar yer alıyor. Bu kompozisyonları oluşturma sürecinde nasıl karar veriyorsun?
Kompozisyonlarımı oluştururken, çocukluk anılarım ve büyüdüğüm çevrenin ritüellerinden ilham alıyorum. Bu kişisel unsurları, günümüzün politik dünyasındaki güncel olaylarla harmanlamaya çalışıyorum. Süreç boyunca, kişisel ya da buluntu görselleri bir araya getirerek güçlü bir duygusal bağ ve anlatı oluşturmayı hedefliyorum. Amacım, insan olma deneyimine evrensel bir perspektif sunmak.
Fotoğraf ve videolar üzerinde çalışırken, onların dokusunu ve hikayesini nasıl birleştirebileceğimi dikkatlice planlıyorum. Kullandığım materyaller, özellikle nakış, imgelerle olan bağımı derinleştiriyor ve onların duygusal etkisini artırıyor. Kompozisyonu oluştururken, seçtiğim imgelerin birbiriyle nasıl bir diyalog kurduğuna ve izleyicide nasıl bir his uyandırabileceğine odaklanıyorum. Ayrıca, çalışmalarımın gelecekte bugüne dair bir kayıt niteliği taşımasını da önemsiyorum.



3. İşlerinde gördüğümüz ateş, portakal, çelenk gibi öğeleri çokça görüyoruz. Biraz bize hikayelerinden bahseder misin neden bu öğeleri seçiyorsun?
Hayatım boyunca yaşadığım yerler ve deneyimler, işlerime derin bir şekilde yansıdı. Adana’da geçen çocukluğumun sıcak manzarası ve ritüelleri, özellikle portakal gibi bölgeye özgü sembollerle iç içe geçmiş durumda. Ateş ise hem bir arınma hem de dönüştürücü bir güç olarak, hikayelerimde bir başlangıç ve son arasındaki bağı temsil ediyor. Çelenkler ise kültürel ritüellerden, anmalardan ve kutlamalardan doğan bir sembolizm taşıyor. İngiltere, Norveç, Almanya ve Çin gibi farklı coğrafyalarda geçirdiğim zaman, bu öğelere evrensel bir anlam katmama da olanak sağladı. Her biri hem kişisel bir bağ hem de daha geniş bir hikaye anlatımı içinde anlam buluyor.
4. Bil’s için 2 adet tasarım yaptın. “POCKET OF MEMORIES 1” ve “POCKET OF MEMORIES 2” gömlekten bahsedecek olursak; tasarıma başladığında aklında neler vardı? Seçmiş olduğun çizgiler ve renkler senin için nasıl bir anlam taşıyor?
Bu tasarımları oluştururken, temel çıkış noktam geçmişe dair bir nostalji hissi yaratmaktı. Bunu yaparken, öncelikle kendi pratiğimde sıkça karşımıza çıkan imgelerin çizimlerini kullanmayı tercih ettim. Yaşadığım coğrafyanın dokusu ve büyüdüğüm çevrenin renkleri, bu tasarımlar için güçlü bir ilham kaynağı oldu. Gömleklerin her bir çizgisi ve rengi, hem kişisel bir hikayeyi yansıtırken hem de içinde bulunduğumuz dünya ile evrensel bir bağ kurmayı amaçladı. Bana tanıdık gelen ve anılarımla güçlü bir bağ kuran imgelerin, bu çalışmaları görecek kişilerde de benzer hisler uyandırmasını istedim.
Çizimlerin içinde, yaşamın akışını, günlük olayları ve objeleri ya da çok kişisel anlatımları barındırırken, bu unsurları geçmiş ile bugünün arasındaki bağdan beslenerek bir araya getirdim. Kullandığım renkler, büyüdüğüm çevrenin enerjisini ve sıcaklığını yansıtıyor. Örneğin, toprak ve koyu mavi tonları Adana’nın doğal dokusunu ve güneşli günlerini çağrıştırırken, parlak renkler bölgedeki enerjik ritüelleri ve canlılığı ifade ediyor.
Gömlek ve ceketteki desen ve nakış detayları ise hem kişisel hem de kolektif bir hafızayı “cebe” taşımayı amaçlıyor. Bu detaylar, bize ait olan anıları nereye gidersek gidelim yanımızda taşıdığımıza dair bir hatırlatma niteliği taşıyor.
5. Gerçekleştirdiğin sergi ve iş birliklerinde en çok nelere dikkat edersin? Süreç içerisinde odaklandığın noktalar ne olur?
Kişisel anlatılarımı farklı bakış açılarıyla vurgulamak ve izleyiciyle güçlü bir iletişim kurmak, çalışmalarımın temel hedeflerinden biridir. Daha önce denenmemiş yöntemleri sergi süreçlerine dahil etmeyi tercih ederim. Özellikle kültürel bağlam ve çocukluk anılarım gibi temaları merkeze alarak, bu kişisel anlatıların daha geniş bir çerçevede nasıl değerlendirilebileceğini ve başkalarında nasıl çağrışımlar yaratabileceğini düşünürüm. Detaylara ve estetik kompozisyonlara büyük önem veririm; ancak doğrudan teknik bir eğitim almadığım için bu süreç genellikle sonradan şekillenir. İş birliklerinde, farklı bakış açıları ve becerilerden faydalanarak projeye zenginlik katmak hep önceliğim olmuştur. Eğer daha önce çalışmadığım bir alanla ilgili bir proje gerçekleştiriyorsam, o alanda uzman kişilerle çalışarak iki farklı disiplini mümkün olan en verimli şekilde bir araya getirmeyi hedeflerim. Böylelikle ortaya çıkan çalışmada izleyici deneyimini en etkili biçimde kurgulayabileceğime inanıyorum.
6. İlk solo sergine dair neler hatırlıyorsun, nasıl bir deneyimdi senin için?
Aslında burada yalnızca ilk solo sergimden değil, ilk iki solo sergimden bahsetmem daha doğru olur. Çünkü aralarında yalnızca iki ay vardı ve ikisi de Türkiye’de gerçekleşti. 2021 yılında önce Are Projects’te gerçekleşen Temel Atma Töreni, ardından Bilsart’ta Çünkü Yıllar Yılı Hayali Kurulmuş Güzel Bir Masalın Başlangıcı Olabilirdi Bizimkisi adlı solo sergilerimi açtım. Bu sergiler, COVID-19’un en yoğun olduğu dönemlerinde, oldukça zor şartlar altında hayata geçti. O dönemde birçok engelle karşılaşırken, bir yandan güzel gelişmeler yaşanıyor, diğer yandan sergilerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair bir tedirginlik hissi hâkim oluyordu. Bana güvenen kurumlara karşı sorumluluklarımı yerine getirme sürecinde, ilk kez profesyonel bir hayata adım atıyordum ve Türkiye’de eserlerimin ilk kez gün yüzüne çıkacak olması hem büyük bir heyecan hem de korku yaratıyordu. Geriye dönüp baktığımda, bu sergiler en sevdiğim işlerim arasında yer alıyor. Çünkü yaratıcılığımı sonuna kadar kullanarak, büyük prodüksiyonlarla hayata geçirilmişlerdi. Tek handikapları, COVID dönemine denk geldikleri için izleyiciye ulaşma şanslarının sınırlı olmasıydı.
7. Sadece 100 edisyonu olan bu tasarımları giyecek kişilere iletmek istediğin bir mesajın var mı?
Ceket ve gömlekte yer alan her bir çizimin, kişiyle özel bir bağ kurma amacıyla üretildiğini ifade etmek isterim. Tasarımlara eklediğimiz ceplerle, kişilerin de kendi anılarını taşımalarını hayal etmelerini sağlamak istedim. Bu tasarımlar yalnızca bir giysi değil, aynı zamanda bir anlatı ve duyguların ifadesidir. Bu yüzden, tasarımın ruhunu taşıyarak kendi hikayenizi yaratmanız benim için çok değerli.
8. Şu sıralar üzerinde çalıştığın konular nelerdir? Bundan sonra bizi neler bekliyor? İleriye yönelik projelerinden bize de bahseder misin?
Önümüzdeki yılın ilk üç ayında, Swatch Art Hotel Residency programına davet edildim ve bunun için Şanghay, Çin’e giderek yoğun bir üretim sürecine gireceğim. Orada, geçen yıl üzerinde çalıştığım ve bit pazarlarından topladığım kaybolmuş fotoğrafları nakışla işleme planım var. Bu konuk sanatçı programının sonunda ise bir solo sergi hazırlıkları başlayacak. Bunun dışında, önümüzdeki dönemlerde Bilsart’ta gerçekleşmesi planlanan bir solo sergi için de çalışıyorum ve yeni bir çoklu video yerleştirmesi üzerinde yoğunlaşmış durumdayım. Bunların yanı sıra, farklı ülkelerde gerçekleşecek çeşitli grup sergileri için de hazırlıklarımı sürdürüyorum.



9. Bu keyifli röportajın sonunda bize zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz. Çalışma esnasında dinlemeyi tercih ettiğin spotify listelerinden bizimle paylaşmak istediğin var mı?
Tabii ki, seve seve! Geçen yaz, herkes gibi ben de Charli XCX’in Brat ve Billie Eilish’in Hit Me Hard and Soft albümlerini bolca dinledim. Bunun yanı sıra, şu şarkılar da favorilerim arasında yer alıyor:
Jad Halal – Chaghaf
Suray, Tyrvnt, Toufic Hatem – Hawel Ya Ghannam
Ziad Rahbani – Abu Ali
Marina Satti – Ah THALASSA
Self Esteem – I Do This All The Time
Amr Diab – Saeban Alaya
Humanity · Majnoon
Mustafa Boğa: @bogamust