“Bil’s Sohbetler” serisinin arkasındaki gözümüz; fotoğraf editörü ve serbest fotoğraf sanatçısı Elif Kahveci ile tanışın!
Elif’le fotoğraf sanatı, ilhamları ve tabii ki gömlekler ile ilgili konuştuk.
Fotoğraflar: Emir Sarısaç (@emirsarisac)
Elif Selam! Bize biraz kendinden bahsedebilir misin? Elif Kahveci kimdir, şu an nerede yaşar, en çok ne yaparak vakit geçirir?
Selam! Bostancı’da iki kedimle yaşıyorum. Henüz keçeden el işi şeyler yapmaya başlamadım.
Dört buçuk senedir 2016’dan bugüne art unlimited’ın fotoğraf editörlüğünü üstlendim. Bu aralar serbest fotoğrafçı olarak çeşitli projelerde yer almaktayım. 2015 yılında Mamut Art Project’le başlayan sanat alanında bebek adımlarıyla ilerliyorum. Zaman, kafa ve imkanım oldukça workshoplara /etkinliklere katılarak sanat alanındaki üretimimi canlı tutmaya çalışıyorum. En sevdiğim şey sırtımı bir ağaca dayarken gölgesinde kitap okuyup ayaklarımı toprağa basmak ve sonra kestirmektir ama bu ara en çok yaptığım şey bu değil.
Fotoğrafçılığa ilk olarak nasıl başladın? Seni bunu yapmaya yönlendiren şey neydi?
Bilgi Üniversitesi’nde vcd (görsel iletişim tasarımı) okudum. Lisede Mahir güven atölyesinde resim yapıyordum. Güzel sanatlara hazırlanıyordum diyemiyorum çünkü çalışmamız gereken figürlerin dışında şeyler çizmeyi daha çok sevdiğimden pek de çalışmadım. Her zaman yaratıcı dünyam görsel odaklıydı, görsel sanatları kendime yakın buldum. Üniversitedeki bölümüm içeriği gereğince fotoğraf alanında kapsamlı bir eğitim sunmasa da üretimlerim hep fotoğraf alanında oldu. Bitirme projemi de fotoğraf serisi olarak teslim etmiştim. Bu kararım, jürideki hocalarımı pek memnun etmemişti. Hepsine selam olsun. Mezun olduktan sonra da mesleki anlamda da hep fotoğraf alanında çalıştım.
İlk yaptığın çekimi hatırlıyor musun? Nerede, kimi çekmiştin?
Kendim için ve okuldaki projeler için çektiğim fotoğrafların haricinde ilk defa natama dergisi için bir çekim yapmıştım. Rahmetli Ahmet Oktay’la Göztepe’deki evinde yaptığımız çekimden fotoğraflar kendisiyle yapılan röportaja eşlik etmişti.
Peki ya ilk fotoğraf makinen?
Canım dedeciğim bana lisenin başında Olympus marka bir dijital makine almıştı. Evde ortak kullanılan analog snapshot’ları saymazsak ilk makinem odur.
Olmadan asla yaşayamayacağın 3 şey?
Hava, güneş, besin
Dijital mi yoksa analog mu?
Analog ama kalbimde.. Pratikte dijital kullanıyorum.
Nelerden ilham alırsın?
Herşeyden, günlük hayatın içindeki anlardan, gözden kaçanlardan, korunmaya değer olmadığı düşünülen alışkanlıklar veya mikro kültürel oluşumlardan, korunması gerektiğini düşündüğüm herşeyden.
Sürekli kendi kendine tekrarladığın ve hayat felsefeni yansıtan cümle?
Güven ve sabret (unutmamak için bazen tekrarlamam gerekiyor)
Genel olarak insanlarla paylaşmaktan çekindiğin ve bize söyleyebileceğin kendinle ilgili bir gerçek? (guilty pleasure)
Toplu taşımada insanların telefonlarında neler yaptığına bakıp, birbirilerinin numaralarını kaydettikleri, WhatsApp grubu isimlerinini görmeyi seviyorum, kendimi onların dünyasında davetsiz bir misafir gibi hissediyorum. Mesajlarını gerçekten okumuyorum.
Gömlek iyi görünmeye önem veren insanların tercihidir gibi hissediyorum. Bu yüzden gömlek bana kendine saygıyı anımsatıyor.
Gömlek senin için ne ifade ediyor?
Gömlek iyi görünmeye önem veren insanların tercihidir gibi hissediyorum. Bu yüzden gömlek bana kendine saygıyı anımsatıyor.
Bil’s markası ve ürünleri ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Yaşım ilerledikçe çok fazla parçaya sahip olmak yerine az ama öz parçalarım olmasını önemsiyorum. Bu parçaların hem beni yansıtıyor olması hem de kaliteli olması önemli. Özellikle alışveriş yaparken kumaş içeriklerine dikkat ederim. Bil’s in kumaşlarının içeriğinin doğal malzeme olan pamuk olması benim için çok önemli. Marka’nın çok net ve güven veren bir duruşu olduğunu düşünüyorum. Açıkçası tasarımlarıyla gömlek algımı değiştirdi.
Bugün giymiş olduğu Bil’s Capri gömlek elbisemiz ile ilgili neler düşünüyorsun?
İnanılmaz rahattı. En başta bu benim için hayli önemli. Vücudumun mutlu olduğunu hissettim. Bir de Capri’de bu gömlekle olabilsem diye düşündüm.