Serra ve Charlotte Hegewald ile bu sohbetimizde yarattıkları rengarenk Muni dünyasından ve bu süreçte yaşadıkları deneyimlerden bahsettik.
Fotoğraflar: Elif Kahveci (@elifkahveci)
1) Selamlar Charlotte ve Serra! Bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Serra ve Charlotte Hegewald kimdir, nerede okudunuz, şu an nerede yaşar, en çok ne yaparak vakit geçirirler?
Selamlar,
Charlotte: Danimarkalı bir ailenin çocuğuyum zamanında Türkiye’ye geldim ve Serra’nın babasıyla tanıştım daha sonra Serra dünyaya geldi ve burada kalmaya karar verdim.
İstanbul’da 33 yıldır hayatımı sürdürüyorum. Burada geçirdiğim sürenin çoğunda tekstil sektöründe çalıştım. Aynı şekilde Serra’da Güzel Sanatları bitirdikten sonra tekstil üzerine olan aile şirketinde çalışmaya başladı.
2) Markanız Muni’ye ilk olarak nasıl başladınız? Sizi bunu yapmaya yönlendiren şey neydi?
2018 senesinde aile şirketinden ayrılıp öğrendiklerimle kendi markamı kurmaya niyetlendim. O dönemlerde her hafta sonum dans ederek geçerdi, o yüzden ellerimin serbest olması benim için çok önemliydi, her şeyi ceplerime tıkıştırırdım çanta sorumluluğum olmasın diye. Şansa bir Vintage Store’da banana bumbag modeline rastladım ve hayatım kolaylaştı.
Daha sonrasında bu rahatlığı kendim için renklendirmek istedim, çünkü biliyordum ki bulabileceğim tek renk siyah olacaktı. Çantanın tasarımını kendi ihtiyaçlarıma yönelik tasarladım 1 yıl boyunca deneme yanılma derken sonunda istediğim forma ulaştım. Bu süreçte annem en büyük destekçim oldu. Daha sonra kendi işten ayrılıp benimle beraber çalışmaya başladı.
3) Anne ve kız olarak çalışmak nasıl bir duygu? Eminiz iyi ve kötü yanları vardır, bize biraz markanızı ve ilişkinizi nasıl beraber yürüttüğünüzden bahseder misiniz?
Anne kız olarak çalışmak güzel bir duygu biz şanslıyız ki Puzzle gibi birbirimizi tamamlıyoruz. O yüzden açıkçası pek bir zorluğu bu konuda yok. Kendimizde farkında olmadan bazı sistemler oluşturduk, motivasyonumuz düştüğü zaman birimizin motive eden taraf olması bizim için çok önemli o yüzden birbirimize bu konuda çok iyi destek olabiliyoruz.
Ben gün içerisinde müşteriler, paketlemeler ve yaratıcı tarafıyla ilgilenirken, annem daha çok teknik stratejik işler ile ilgileniyor. Günün sonunda büyük kararları hep beraber alıyoruz.
4) Tasarım sürecinde ilhamınızı nereden alıyorsunuz?
Daha önceden bahsettiğim gibi ilhamımı pratikliğinden ve renklerin yokluğundan aldım.
Bundan sonraki süreçte ilhamımı kullanıcılardan ve çevremden alıyorum. Bizim için kullanımı, pratikliği ve kalite çok çok önemli.
5) Şu an kendi markanızı kurmuş olmasaydınız hangi alanda çalışmak isterdiniz?
Bu markayı kurmuş olmasaydım büyük ihtimal organizasyon işinde olurdum, hayal kurmayı ve gerçekleştirmeyi seviyorum insan ilişkileriminde kuvvetli olduğunu düşünüyorum.
Charlotte ise Muni ile beraber doğmuş olan modellik işine daha çok odaklanırdı, ayrıca senelerce topladığı bu tecrübesine dayanarak danışmanlık yapardı.
6) Muni Bumbag kaç yıldır var ve sizi bu süreçte en zorlayan ve en mutlu eden olay neydi?
Muni fikri 2018 yılında çıktı. 2019’da resmi olarak şirkete dönüştü.
Bizi en zorlayan taraf kendi hayallerimizi inandırdığımız bir üretici bulma süreci oldu.
Üreticiyi bulduktan sonraki en zor süreç istediğimiz kaliteye ulaşmak oldu. Maalesef Türkiye’de hızlı tüketim olduğu için tüm üretici ve malzemecilerimiz en ucuz şekilde ilerlemeye alışmış. Bu durumda bizi epey bir zorladı her şeyin bir minimum adedi olduğunu düşünürsek yeni kurulan bir marka için inanın en büyük zorluklardan biriydi bu.
En mutlu olduğumuz durum ise dükkanların bize ulaşıp dükkanlarda Muni’ye yer vermek istemeleriydi. Ayrıca söylemeden geçemeyeceğimiz dünya tatlısı müşterilerimizin bize her gün verdiği destek ve güzel mesajlar oldu. Reklam vermeden Muni’yi büyütmemizin en büyük sebeplerinden biridir Muni kullanıcıların aşkı. O yüzden iyi ki varlar.
7) Renkler hayatınızın büyük bir parçası sanırım. Kombin yaparken nelerden ilham alıyorsunuz?
Evet renkler hayatımızın büyük bir parçası, nedense kıyafetlerimiz her zaman klasik sade renklerde ancak aksesuarlarımız çok renkli. Renk seçeneği Muni’de çok olduğu için aynı kombinle bile başka bir hava yaratabiliyoruz.
8) Gömlek sizin için ne ifade ediyor?
Bizce dolabın en önemli parçalarından biridir. Olmazsa olmaz diyebiliriz!
Gömleğin bize göre sezonu ve yeri yoktur. Her yerde çok rahat kombinleyerek giyip çıkılabilir. Davetlerde, plajlarda, toplantılarda, şık yemeklerde, salaş günlerde bile kullandığımız vazgeçilmez parçamızdır!
9) Bil’s markası ve ürünleri ile ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Eski tekstilci olarak Bil’s bizim için çok eski ve kökenli bir gömlekçidir. Yılların tecrübesine sahip olduğu için sonunda kendi markasını yapmış olması bizim için mükemmel bir mutluluk. Bir ürünün bizce en önemli noktası kalıbı, kaliteli dikimi ve kumaşıdır.
Bunlar markaya tamamen yansıyor.
10) Size bu samimi sohbet için teşekkür ediyor ve herkes dinlemeli dediğiniz bir playlist istiyoruz sizden.
Biz teşekkür ederiz. En sevdiğim playlist yok moduma göre her gün dinlediklerim değişiyor. Bu ara en çok Sunburn Surrender – Capital Cities ve Sunny- Biig Piig şarkılarını dinliyoruz.
