İnci Furni ile Bil’s’de yapmış olduğumuz iş birliği ve Bilsart’ta paralel kurguladığı sergisi ‘Prova’ vesilesi ile uzun bir süredir birlikte çalışma şansına sahip olduk. Kendisi ile ‘on Color’ koleksiyonunun arkasındaki sürece, sanat pratiğine ve Senkron ‘Eş zamanlı video sergileri’ kapsamında Bilsart’taki sergisine dair sohbet ettik. Keyifli okumalar…
Fotoğraflar: Elif Kahveci (@elifkahveci)
İnci selam! Önce bize biraz kendini anlatmak ister misin? Nasıl bir eğitim aldın, nerede yaşıyor ve çalışıyorsun? Şu sıralar en çok ne yaparak vakit geçiriyorsun?
Merhaba Ceren’cim Mimar Sinan Üniversitesi Resim bölümünden mezun oldum. Ama ondan önce yine Mimar Sinan Üniversitesi’nin Moda-Konfeksiyon bölümünü bitirdim 🙂 Bir yıl kadar o piyasada çalıştım ve sevemeyip, resim bölümüne girdim. İstanbul’da yaşıyorum. Şu sıralar yine çalışıyorum, güzel 🙂
Sanat pratiğine baktığımızda çizgiler, desenler üzerinden ilerlediğini görüyoruz. Üretiminde seni harekete geçiren noktalar nelerdir? Üretim sürecinden bahseder misin?
Evet, desenle düşünüyorum ben. Doğaçlayarak süreç odaklı performatif bir çalışma yöntemim var ve elbette belli konular üzerine çalışıyorum. Resmin ana temalarını yeniden ele alıyorum. Gündelik hayat, natürmort, manzara, portre vb. Resmin ve desenin veya videonun, mekânın içine bütünlüklü bir sergi olarak yerleşmesi, mekânın parçası olması… Dış-iç mekâna ait olanların yer değiştirmesi vb.
Gömlek senin için ne ifade ediyor? Gündelik hayatındaki yeri nedir? Bil’s markası ve ürünleri ile ilgili düşüncelerini paylaşır mısın?
Gömlek rahatça hareket ettiğim bir giysi, genelde çalışırken giyerim. Aşina olduğumuz kullanım hali de bu zaten. Gömleğin tarihine şöyle bir göz attım bu tasarımı yapmadan önce; bedenin üst kısmı için tasarlanıyor ve genelde erkekler giyiyor. 20. yüzyıla kadar da içlik olarak kullanılıyor ve genellikle renksiz. Sonra tabii 20. yy. endüstriyel iş hayatı ile birlikte anlamlar değişiyor ve çalışan sınıflar farklı renklerle temsil ediliyorlar. Bence Bil’s’in gömlekleri de bugünün çalışma hayatında belli sınıflara hitap ediyor. Çok güzel, kaliteli ve iyi tasarımlar, sayenizde.
Bil’s için 2 adet tasarım yaptın. “on Color” dan bahsedecek olursak; tasarıma başladığında aklında neler vardı? Seçmiş olduğun çizgiler ve renkler senin için nasıl bir anlam taşıyor?
Ben Bil’s’i ilk olarak beyaz gömlek tasarlayan bir marka olarak tanıdım ve zihnimdeki ilk tanışıklığımıza geri dönüp markanın imajına renkle bir müdahale yapmaya karar verdim. Onu da son 3 yıldır kullandığım bir teknikle, airbrush ile yaptım. Bir ana renk mavi yakada ve kollarda çizgisel jestlerle ve ara renkler vücudun belli yerlerinde yuvarlak ve kare olarak birbirine yakınlaştı. Uzun gömleğin robasında renkli noktalar var. Renkle bedenden hareketli geçiş olarak düşündüm tüm bu düzenlemeyi. Zaten airbrush tekniği ki şu sıra bununla çok çalışıyorum, renk ortada yoğunlaşıyor ve yüzeyde tozumsu dağılıyor; belli belirsiz hissedilen bu el ile yapılmamış renklilik ve hareketler, beden ve giysi tarihine gömlek bağlamında referanslar veriyor.
Hem Bil’s için koleksiyon çıkıyor, hem de Senkron ‘Eş zamanlı video sergileri’ kapsamında Bilsart ‘ta bir sergin olacak. Koleksiyon ve sergi arasındaki ilişkiden bizlere bahseder misin? Oluşum süreci nasıl ilerledi?
Bu harika oldu benim açımdan gerçekten! Çok heyecanlandım gömlek tasarımı için ve baştan itibaren ben bununla bir sergi yapacağım dedim. Gömlekleri bir zamanlar yaptığım gibi mulaj kağıdından kalıplarını çıkarıp birleştirdim. Fikrin üç boyutlu halini ilk öyle gördük ve birlikte seçtik. Gömlekler üretildikten sonra video için, her şeyin menşei atölyemde, rulo desen kağıtlarımdan bir iç mekan fragmanı kurdum; bu fragmanın adı ‘’Prova’’. Yanı sıra Arter’de yapmış olduğum ‘’Bunu yolda buldum’’ video performansıma da referanslar var. Orada masaya üst üste iç içe bir natürmort kurmuştum. Burada ise o natürmort yere, duvara, sağa sola yayıldı.
15 – 30 Nisan Senkron kapsamında Bilsart’ ta gerçekleşecek serginde ziyaretçileri neler bekliyor? Gösterilecek video çalışman hakkında kısaca bilgi verir misin?
Prova’da ben gömlek elbiseyi giydim ve gündelik basit hareket ve jestlerden oluşan bir performans yaptım. Basitçe gömlek kullanma kılavuzu gibi. İki varyasyonunu göstereceğim Bilsart’ta. Atölye mekânımda kurduğum iç mekân fragmanını, Bilsart’ın mekânına uyarlayacağım bir yerleştirme yaptım. Böylece gömleğin oluşum sürecini gösterebileceğiz.
Gerçekleştirdiğin sergi ve iş birliklerinde en çok nelere dikkat edersin? Süreç içerisinde odaklandığın noktalar ne olur?
Genelde sergilerimin zamana yayılmış süreçleri oluyor ve o süreçte oluşuyor her parça ve düşüncesi. Öncelikle mekân çok önemli benim için, nerede, nasıl bir yer? Nasıl bir kurum, içinde neler olmuş, oluyor… veya Bil’s’de olduğu gibi nasıl bir marka? Örneğin bu çalışma bir galeri veya müzede sergi yapmaktan farklı. Bir marka ile işbirliği yapıyorum ve o nedenle de benim için daha da ilginç. Sanat-tasarım ilişkisi çok açık ve işlevsel. Bir arayüz olarak sergi veya sergileşemeyen süreci göstermek için çok daha elverişli oldu benim açımdan.
Sanat üretiminin başlangıcında olan sanatçılara vermek istediğin tavsiyeler olur mu?
Hayat boyu sürecek bir tavır alma, konumlanma, fikir üretme, düşünme alanı benim için sanat. Ne yaparsak yapalım ürettiğimiz o nesneleri soyut değerlerle ölçebiliriz. Bu pek tavsiye gibi olmadı ama düşünmeye değer. 🙂
Seni iyi hissettiren ve bize de tavsiye etmek istediğin, kendine tekrarladığın bir cümle var mı?
Açıklık, melezlik, deneysellik, oyun…
Şu sıralar üzerinde çalıştığın konular nelerdir? Bundan sonra bizi neler bekliyor? İleriye yönelik projelerinden bize de bahseder misin?
Var elbette ama öncesinde oluşmakta olan bir şeyden bahsetmeyi uygun bulmuyorum, çünkü kendi suyunda ilerliyor ve ben onu öyle oluş halinde izlemeyi ve saklamayı dışarıya açmamayı önemli buluyorum. 2023’ü bekleyeceksiniz görmek için 🙂
Atölyende epey vakit geçiriyorsun, üretimlerin bağlamında atölyen ile kurduğun ilişkiden bahseder misin?
Evet, çok seviyorum. Dışarıda bulduğum şeyleri oraya taşıyorum. Oradan da dışarıya taşıyorum. Düşünme, yalnız kalma, dalma, deneyler yaptığım yer, her şeyin menşei burası.
Atölyende çalışma esnasında dinlemeyi tercih ettiğin spotify listelerinden bizimle paylaşmak istediğin var mı?
Sizinle gömlekleri yaparken dinlediğim Japon bir müzisyenin harika albümünü paylaşayım.
2 Tone – Shuta Hasunuma U-zhaan 2018
Sana bu samimi sohbet için teşekkür ediyor ve herkesi koleksiyonu incelerken arka planda bu listeyi dinlemeye davet ediyoruz.
İnci Furni: @incifurni